Savunma Sanayii Ayakta, Ama İşçisi Aç Güvenlik Alınmaz, Verilir! Bugünkü köşe yazımın konusu yine savunma sanayi çalışanları ile ilgili olacak.. Bugün ülkemizin en stratejik sektörlerinden biri, şüphesiz savunma sanayiidir…
Savunma Sanayii Ayakta, Ama İşçisi Aç
Güvenlik Alınmaz, Verilir!
Bugünkü köşe yazımın konusu yine savunma sanayi çalışanları ile ilgili olacak..
Bugün ülkemizin en stratejik sektörlerinden biri, şüphesiz savunma sanayiidir. Bu sektör, sadece bir sanayi alanı değil; Türkiye’nin bağımsızlığının, güvenliğinin ve geleceğinin teminatıdır. İşte bu ağır sorumluluğu omuzlayan, alın teriyle üretimin merkezinde duran binlerce kamu işçisi adına konuşuyorum: Savunma sanayiini ayakta tutan bizleriz, ama ayakta durmakta zorlanıyoruz.
Hükümet geçtiğimiz günlerde kamu işçilerine yönelik zam oranlarını açıkladı. Ne yazık ki açıklanan bu rakamlar, artan hayat pahalılığı, kira ve gıda fiyatları karşısında ciddiyetini yitirmiştir. Bu zamlar ne geçimimize ne de üretim motivasyonumuza ilaç olur. Açık konuşalım: Bugün savunma sanayiinde çalışan işçiler ortalama 35.000 TL maaşla geçinmeye çalışıyor. Peki bu ücretle; İHA, SİHA, uçak, denizaltı, fırkateyn, tank, top, tüfek üretmesi beklenen kalifiye işçiden nasıl verim alabilirsiniz?
Bu ülkenin stratejik üretim gücünü sırtlayan savunma sanayi işçileri, mühendislik bilgisiyle, tecrübesiyle ve ustalığıyla dünyanın gıpta ettiği projelere imza atıyor. Ancak bu kalifiye insan gücünün emeği, bugün görmezden geliniyor. Unutulmamalı ki savunma sadece silahla değil, onu üreten ellerle yapılır.
Bölgemiz yangın yeri. İsrail’in İran’a saldırısından sonra gazetecileri aracılığıyla açıkça “Şimdi sıra Türkiye’de” diyebiliyorlar. Peki biz ne diyoruz? Türkiye’nin savunma işçisi görev başındaysa, bu ülkenin sınırlarını kimse aşamaz. Ama bu güvenceyi sağlayan bizlerin geçinemediği, evine ekmek götüremediği bir ortamda, hangi sistem verimli çalışabilir?
Savunma sanayii, bir ülkenin kalbidir. Ama o kalbin çalışması için enerjiye, yani emeğe değer verilmelidir. Bugün savunma işçisinin morali bozuksa, yarın sistem durur. “Bir gece ansızın gelebilmek” için önce arkandaki üretim gücünün sağlam olması gerekir. Unutmayın, aç kalan bir işçiden vatan savunması bekleyemezsiniz.
17 Haziran’da tüm kamu işçileri Ankara’daydı. Biz de Türk Harb-İş Sendikası Doğu Anadolu Bölge Temsilciliği olarak alandaydık. Hakkımızı aramak, emeğimizin karşılığını almak için oradaydık. Bu sadece bir maaş talebi değil, ülkenin güvenliği için bir çağrıdır.
Bizler bu ülkenin görünmeyen kahramanlarıyız. Tankı da biz yaparız, fırkateyni de; İHA’yı da biz üretiriz, SİHA’yı da. Ama bir şeyi çok net söylüyoruz: Bizler tok değilsek, sistem işlemiyor. Bu gerçeği herkesin görmesi gerekir.
Savunma sanayii çalışanı sadece bir işçi değildir. O, bu ülkenin sınırlarını koruyan görünmeyen siperdir. Bu siper güçsüz kalırsa, o zaman ne diplomasinin ne silahın gücü yeter. Güvenlikten kısılmaz. Güvenlik alınmaz, verilir.
Ve biz hâlâ görev başındayız. Vatan için üretmeye, savunmaya ve direnmeye devam ediyoruz. Ama hakkımızı istiyoruz. Çünkü biz var oldukça Türkiye de vardır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.